Siz hiç milletvekili adayı ya da aday adayı oldunuz mu? Şimdi bu adayların kalbi nasıl gümbür gümbür atıyor, tahmin edebiliyor musunuz? Her adayın belli bir gerekçesi var aday olurken.
Kimi parti teşkilatlarında görev yapmış, kimi kendi alanında başarılı olmuş, kimi bir bürokrasi geçmişine sahip adayların her biri kendilerince çok makul sebeplerle aday oluyorlar.
Parti teşkilatlarında görev yapmak zor iştir. Hele il başkanlığı… Bütün yük onun omuzlarındadır. Eğer bu yükü dağıtmasını bilir ve takibini yapabilirse biraz rahatlar. Elbette bunun için çalışma arkadaşlarını iyi seçmesi gerektiği açıktır. İl başkanlarının çalışma arkadaşlarının belirlenmesinde başta parti genel merkezleri olmak üzere müdahil olan çok olur ama bu da siyasetin doğasında olan bir şeydir. İlçe başkanlığı da aynı derecede zor bir görevdir. İl ve ilçe başkanlarını zorlayan iki önemli husus vardır. İnsan yönetimi ve para yönetimi. İhtiyaçlar sonsuz, kaynaklar çok sınırlıdır. Bu anlamda il ve ilçe başkanlarının fedakârlığı iyi anlaşılmalıdır. Bu söylediklerimi kadın kolları ve gençlik kollarına da uygulayabilirsiniz.
Peki, parti yönetimlerinde görev yapan diğer arkadaşlarımızı nereye koyalım? Hiçbir karşılık beklemeden evini, işini ve kariyerini ikinci plana iterek gösterdikleri özveriyi göz ardı etmek mümkün mü? Onlar olmaksızın ne il başkanının ne de ilçe başkanının başarılı olması söz konusudur. Dolayısıyla aday tespitinde yalnız il başkanlarını değil ilçe başkanlarını ve partiye emek verenleri gözetmek, gelecekte görev alacaklar için de bir motivasyon kaynağı olacaktır.
Ben bürokrasinin meclis iştihasının bu derece yüksek oluşunu tam anlayabilmiş değilim. Bürokrasiden gelip milletvekili olan nice arkadaşım var. “Niye bize ayrılmayın demedin” diye sitem eden de çoktur içlerinde. Hele bağımsız bütçeye sahip olan kuruluşlardan gelip milletvekili olanlar daha çok pişmanlık gösterirler.
Mevcut milletvekillerini de unutmayalım. Onların meclis performansını partilerin değerlendirecekleri kuşkusuz. Birikmiş bir tecrübeyi ve ilişkileri bütünüyle göz ardı etmek doğru değildir.
Partiler için en önemli hususlardan biri kadrolarını yenileme ihtiyacıdır. Ancak bunun tamamını doğrudan Meclis kadrolarında yapmak yerine il ve ilçe yönetim kurullarından başlayarak yapmak kalıcılığı sağlamak bakımından önemlidir. Siyasete katılmak için can atanlar olduğu gibi köşesinde sakin sakin oturan çok değerli insanlar da vardır. Bu gibileri teşkilatlarda ve parlamentoda değerlendirmek zor ama önemli bir iştir.
Bazı partiler adaylarını tespit için ön seçim yaparken bazıları hem kamuoyu yoklamalarını hem de örgütün fikrini önemsiyorlar.
Bu noktada adaylara ve onlar için fikir beyan edeceklere bazı önerilerim var. Siyasetle uğraşanlar, siyasetin onurunu korumak gerektiğinin elbette farkındadırlar. O halde aday adayları bütün eylem ve konuşmalarında rakiplerine kara çalmak yerine kendi ak yönlerini ortaya koymakla işe başlamalılar. Nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz, demokrasi anlayışınız nedir, insan hakları konusundaki sorunlar nelerdir, hukukun üstünlüğü sizce nasıl sağlanır, bölgenizin sorunlarının farkında mısınız? Bu sorulara cevap arayanlar elbette sağlıklı bir değerlendirmenin yolunu açmış olurlar.
Aday adaylarını değerlendireceklere de bir önerim var. Yarın milletvekillerini eleştirebilmek için bugün bütün şahsi ve küçük hesapları bir yana bırakmak gerekiyor. Değerlendirmelerde niteliklerin önüne bir takım aidiyetleri geçirmek yarın yeni sancılara yol açacaktır. Mesela hemşerilik gayretini her hususun önünde gören anlayıştan sıyrılmamız lazım.
Türkiye zor zamanlar yaşadı geçmişte. Bunların hakkından gelmek için çok çaba sarf etti. Zaman zaman enerjisini olmadık işlere harcamak zorunda kaldı. 2015 seçimlerinden sonra daha zor dönemlere gebe ülkemiz. Türkiye’yi yönetilemez bir ülke haline getirmek isteyenler yok değil. Bütün bu olumsuzluklara göğüs gerecek bir parlamentoya şiddetle ihtiyacımız var. Dolayısıyla aday adaylarını değerlendireceklerin bu önemli noktaya dikkatlerini çekmek gerekiyor.
Herkes bu hususları göz önünde bulundursa diyorum, ne dersiniz? Unutmadan söyleyeyim, sözüm hem iktidardan hem muhalefetten yana olanlara…
Aday adaylarına ‘aman dikkat’ diyorum, ‘hiç bir şey sağlığınızdan önemli değil…’