Bazı işleri anlamakta zorlanıyorsanız, haklısınız. Son dönemde Rus parası Ruble üzerindeki operasyonu anlayabildiniz mi siz, ben anlayamadım. Neredeyse yarı yarıya değer kaybetti.
Sonra bizde bir faiz tartışması yaşandı. Altın ve dolar yükseldi, faizde küçük de olsa bir indirim yapıldı. Faizi indirmekten bir murat da borçları azaltmaktı. Bu gerçekleşti mi, bilmiyorum, doların yükselmesiyle bir kesimin borçları önemli ölçüde arttı. Faiz, enflasyon, döviz ve üretim birbirleriyle ne kadar ilişkili acaba?
Dünya ticaretinde doların açık hâkimiyeti sürdükçe işimizin zor olacağı belli. Peki, bu zinciri kırmanın yolu ne ola ki… Faiz dolar işbirliğinin nasıl alt edilebileceğine dair bir şeyler düşünenler ve araştıranlar var mı dersiniz, beni de haberdar etseler ne kadar sevinirim, bilseniz…
Avrupalılar Rusları kızdırmaktan korkuyorlar. Hem de ne korku… Bir yandan bazı ülkeler Kırım benzeri bir operasyonla işgale uğrar mı kaygısı taşıyor Avrupa, öbür yandan Belarus, Ukrayna, Ermenistan, Gürcistan, Azerbaycan ve Moldova’nın dâhil olduğu Doğu Ortaklığı adını verdikleri işbirliğinin çatısına yeni renkler katmakla meşgul oluyor.
Letonya’nın başkenti Riga’da AB İşleri Komisyon Başkanları toplantısının görünür gündeminde Rusya ile ilişkiler diye bir madde yoktu. Brüksel’den gelen AB yetkilileri gündemdeki Doğu Ortaklığı maddesini konuşmaya başlamadan önce neredeyse yeminle hedefin Rusya ile savaş olmadığını belirterek söze başlıyorlardı. Rusya’ya komşu AB ülkeleri Ukrayna’nın başına gelenleri gördüklerinden midir, nedir, adeta tir tir titriyorlardı.
“Komşularımız ne kadar demokratikse, güven içindeyse ve zenginse biz de pay sahibi oluruz bunlardan” diyorlar ama zihinlerinin gerisindeki Rus işgali kaygısı çoğunun uykularını kaçırmaya devam ediyor. Eski Sovyet ülkelerinin çoğunda önemli bir Rus nüfusunun bulunduğunu ve Kırım ile Ukrayna’nın doğusundaki başkaldırmaları göz önüne alacak olursak bu kaygının yersiz olmadığını kabul edebiliriz. Ukrayna sebebiyle Rusya’ya yeni yaptırımlar yolda. Yolda ama yaptırımlar nasıl delinir dersine ihtiyacı olanların AB ülkelerine başvurabileceğini de belirtmek zorundayız. Bu satırları yazarken ben, Fransa Devlet Başbakanı Hollande ile Almanya Başbakanı Merkel’in birlikte Kiev’e gittiklerini haber veriyordu televizyon. Bu ikili daha sonra Putin’le buluşmak için Moskova yoluna çıktılar.
Letonya, Estonya ve Litvanya, Osmanlının ihmal etmediği bir bölgenin ülkeleri. 1900’lerin başında bu bölgede bir konsolosluk açmışız. İlgimiz halen devam ediyor. Bu ülkelerdeki yatırımlarımız dikkat çekiyor.
Doğu Ortaklığı beş altı yıllık bir geçmişe sahip. Halklar arasındaki işbirliğini geliştirmek gibi bir zarfla sunulsa da bu ortaklık, bu ülkelerin Rusya ile ilişkilerini asgari düzeyde tutmak gibi bir maksadı olduğu açık. Karma karışık bir iş…
AB Komisyon Başkanı Juncker’in 300 milyar Avroluk yatırımdan bahseden konuşması AB’nin nispeten fakir ülkelerini biraz heyecanlandırmış gibi. Buradaki belirsizliğin nasıl giderileceği de ayrı bir merak konusu. İşsizliğin getirdiği göç hareketleri kaygı verici… Karışık bir iş…
Bu toplantıların çay araları iyi bir nabız yoklama imkânı sunar bize. Kıbrıs Rum Kesiminden Averof’la, altı ayda bir yapılan bu toplantılarda birbirimizin ağzını ararız. Bu sefer ben baskın çıktım. Sordum, “Yunanistan’ın çiçeği burnunda Başbakanı Çipras ne yapıyor” diye… Sonra ilave ettim: “Borçlar silinecekmiş, öyle mi?” Bana baktı baktı, başını iki yana salladı, “gerçekler acıdır” diye adeta fısıldarcasına konuştu. Ben notlarımı yazıya dökerken televizyonda bir alt yazıya takıldı gözüm: “Avrupa Merkez Bankası Yunan tahvillerini teminat olarak kabul etmedi.” Merkel Hanım kızsa da Avrupalılar bu Yunanlıların borçlarını sonunda allem edip kallem edip silerler mi dersiniz? İşte bir karışık iş daha…
İŞİD başarıyor. Japonları da İslam düşmanı yapma yolunda esaslı bir adım attılar. Japonları infaz ettiler. Ürdünlü pilotu diri diri yakıp dünya kamuoyunu İslam’dan soğutmak için ne kadar canavarlaşabileceklerini gösterdiler. Bu da karışık işler cümlesinden değil midir?
Kendilerini hizmet hareketi diye tesmiye edenlerin neye ve kime hizmet ettiklerine dair sizin de zihninizdeki kuşkular gittikçe artıyor mu? Bu iş karışık mı, karma karışık mı, artık siz karar verin…