G-20, küresel finans, zorluklar…

G-20, küresel finans, zorluklar…

Üniversitede verdiğim dersle ilgili ödevler gönderiyorum öğrencilere. Her ödev e-postasının sonuna dersle doğrudan ilgisi olmayan kitap önerileri ekliyorum. Maksadım öğrencilerin ufuklarını genişletmek ve meslek hayatlarında başarının sadece dersle gelmeyeceğini onlara telkin etmek. Elbette yaptığım kitap önerilerinin dersteki başarıyı etkilemesi söz konusu değil.

Son ödeve iki kitap önerisi ekledim. Birisi Prof. Dr. Şafak Ural’ın Kırkambar Yayınlarından çıkan “Bilim Tarihi” adlı kitabı, diğeri Susan Wise Bauer’in Alfa Yayınları Bilim serisinden çıkan “Batı Biliminin Öyküsü” adını taşıyan eseri. Bu kitapların kapak resimlerini de ekliyorum ödevin sonuna.

Batı Biliminin Öyküsü adlı kitabın kapak resmini almak için girdiğim Alfa Yayınlarının internet sitesinde yeni çıkmış bir kitap çarptı gözüme: “Isaac Newton’ın Biyografisi – NEWTON”. Müellifi Richard S. Westfall.

Alfa Yayınlarının sahibi Faruk Bayrak’a yazdım ve sözü uzatmadan “bu kitabı ve Westfall’ın Modern Bilimin Oluşumu adlı eserini gönderebilir misin bana” dedim. Cömerttir Faruk Bey, hem bu kitapları hem de okumamı uygun bulduğu Joseph E. Stiglitz’in yine Alfa’dan yeni çıkan “Küreselleşme- Büyük Hayal Kırıklığı” adlı kitabını gönderdi bana. ‘Aklından bir kitap geçer de istemezsen üzülürüm’ der her zaman, Allah herkese böyle dost nasib etsin,

Bugünlerde Arjantin’in baş şehri Buenos Aires’te toplanacak G-20’ye dair yazmayı düşünürken Stiglitz’in kitabının elime geçmesine ne kadar sevindim, bilemezsiniz. Kitap, 2002’deki ilk baskının gözden geçirilmiş hali. Üstelik 50 sayfalık bu baskı için yazılmış bir Giriş bölümü var. Stiglitz’le daha önce Eşitsizliğin Bedeli adlı kitabı vasıtasıyla tanışıyordum. Üstelik Özet Kitap internet sitesi bunun  özetini de yayınlamıştı.

Stiglitz’in küresel sisteme getirdiği eleştiriler G-20’yi çok ilgilendiriyor. Dünyanın önde gelen sanayileşmiş ve gelişmekte olan ülkelerinin liderlerini bir araya getiren zirve, 19 ülke ile Avrupa Birliği’nden (AB) oluşuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Arjantin’de.  G-20 toplantılarında, uluslararası finansal istikrarın arttırılmasına ilişkin görüşme ve çalışmalar yapılıyor.

G-20 Zirvesi’ne ev sahipliği yapan ülke, toplantı için bir tema seçiyor. Euronews internet sitesinin haberine göre Arjantin’in 2018 için seçtiği tema “Adil ve Sürdürülebilir Gelişim için Konsensus Oluşturma”. Elbette gündem bununla sınırlı kalmıyor. Dünya gündeminde ne varsa o konuşuluyor. Kaşıkçı cinayetinin de bu toplantıda ele alınması beklenebilir. Toplantıya Suudi prensi MbS’nin de katılacağı söyleniyor. Bakarsınız Arjantin Başsavcısı, Kaşıkçı cinayetinin emrini vermekle itham edilen prensi hesaba çekmeye kalkar. Herhalde prens de kendisini Trump’ın kollarına atmanın bir yolunu bulur.

G-20 bünyesinde geçtiğimiz yılın ilk baharında oluşturulan 16 kişilik seçkin insanlar grubu (veya akil insanlar grubu) (eminent persons group), ‘Küresel finans sistemini herkesin yararlanacağı hale getirmek’ (Making the global financial system work for all)  isimli 100 sayfaya yakın bir rapor hazırladı. Söz konusu rapor Ekim ayında Endonezya’nın Bali adasındaki IMF-Dünya Bankası toplantısında ele alındı. Bu raporun, 2018 Mart ayında Buenos Aires’teki Maliye Bakanları ve Merkez Bankaları Başkanları toplantısına sunulan sekiz sayfalık bir versiyonu da var. Eski Ekonomi ve Hazineden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da raporu hazırlayan bu grup içinde yer alıyor. Yaş ortalaması neredeyse 65’i bulan bu grubun en genç üyesi Ali Babacan olmalı. Babacan, bildiğim kadarıyla Arjantin’deki toplantıda bizim gruptan kimse yok diye ilginç bir hususu paylaştı benimle.

Peki, bu rapor ne diyor? Uzun bir raporun bütün hedeflerini burada saymak zor. Bir iki önemli noktaya temas edebiliriz. Rapor, uluslararası finans kurumlarının işleyişini iyileştirmek için pratik reformlar öneriyor. Finans kuruluşlarının kurumsal yapısının, Birleşmiş Milletlerin 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini gerçekleştirecek şekilde düzenlenmesini önemli buluyor. Finansal koruma ağlarının güçlendirilmesi, gözetilmesi gereken ayrı bir husus olarak öne çıkıyor Raporda. Finansal krizlerin önceden kestirilmesi ve uluslararası işbirliğine dayalı bir koruma sistemi oluşturulması da dikkat çeken bir nokta olarak beliriyor. Ali Babacan’a, önerilerin uygulama, yani pratiğe aktarılma güçlüğü var mı diye sordum. Bu konuda alt komiteler kurulduğunu ve üçer yıllık planlar üzerinde çalışıldığını söyledi. Gruptakilerin çok tecrübeli olduklarını ve uygulama şansı olmayan bir hususu önermelerinin mümkün olmadığını da ilave etti. Yine de rapora getirilen eleştiriler var.

Bu konu ile ilgili Hürriyet Gazetesinde Vahap Munyar’ın bir yazısı olduğunu söylemeden geçmeyelim.

Birçokları küresel sistemin Trump’ın korumacı politikalarından zarar gördüğünü beyan etse de Trump bildiğini okumaya devam ediyor. Dolayısıyla Arjantin’de gündemde olması beklenen serbest ticaretin nasıl tartışılacağı merak konusu. Gümrük tarifelerinin korumacı karakteri karşılıklı kullanılıyor. Amerika, Çin ile olan rekabette geri adam atacak mı, merak ediliyor. Bu arada galiba dünya iki çılgınla baş etmek zorunda kalacak. Bir tarafta Trump, öbür tarafta Putin. Putin şimdi de Ukrayna ile uğraşmaya başladı.

G-20’nin küresel sistemin işleyişi üzerindeki etkisi, dünya ticaretinde yine büyüklere büyük pay, küçüklere küçük pay şeklinde olmaya devam edecek mi acaba? Yukarıda bahsettiğim Stiglitz’in kitabı küreselleşmenin nasıl yanlış yönetildiğinin örnekleriyle dolu. Yazar tek taraflı bakmıyor olan bitene. Küresel ekonomik düzenin faydalarını sayarken Stiglitz’in şu tespitini görmezden gelmek olmaz: “Modern ekonomiler, gelişmiş ülkelerin başarısında, hukukun egemenliğinin önemini gösterdi. Ama bir ülke içinde hukukun üstünlüğü nasıl ekonomik faydalar sağlıyorsa aynı sav uluslararası olarak da geçerli. Hukuka dayalı bir sistem orman kanunlarından kat kat iyidir, (s.13).”

G-20 sadece büyümeye mi odaklanacak, aldığı kararlar bu istikamette mi olacak, bilmiyoruz. Büyümenin ve gelişmenin insani tarafları önemsenecek mi? Japonlar Toplum 5.0 ile bunu gözetmek gerektiğini belirtiyorlar. Burada çıkan Toplum 5.0’dan ne kadar haberdarız?  başlıklı yazım bu konuyu ele alıyordu.

Kur’andaki Tekasür suresinin de kemiyet itibariyle büyüklüğün ve maddi refahın her zaman mutluluk getirmeyeceğini belirttiğini söyleyen müfessirler olduğunu not edelim. Bunu en iyi anlatanlardan biri Muhammed Esed olsa gerek. Hukukumuz ve Ahvalimiz adlı kitabında nasıl Müslüman olduğunu anlatırken refah içindeki toplumların mutsuzluğuna dikkat çeker. Metroda birlikte seyahat ettiği insanların yüzlerindeki melali eşiyle birlikte müşahede eder ve bunun Tekasür suresindeki tasvire ne kadar uyduğunu anlatır, s.284.

G-20, dünyada barışın sağlanması yolunda bir adım atar mı? Ne dediniz, çok şey mi istedim?

Join the discussion