Neredeyse 150 yıllık bir geçmişi olan EXPO, düzenlendiği kentin dünyaya ve insanlığa bakışını ortaya koyması bakımından çok önemli bir etkinliktir. Şimdiye kadar EXPO sergisinin yapıldığı yerler, hem kendi ülkesindeki şehirler arasında önemli bir gelişme sağlamış, hem de dünyada öne çıkma ve tanınırlık bakımından bir fark yaratmışlardır.
İzmir, çok çeşitli medeniyetlere beşiklik yapmış, henüz yeterince hak ettiği yere gelememiş bir kenttir. EXPO, İzmir’in bu eksikliğini gidermek için önümüze çıkmış büyük bir fırsattır. Türkiye’de çok az kent İzmir’in sahip olduğu özelliklere sahiptir. İzmir, bir kültür ve medeniyet havzasıdır, iç ve dış ticaret merkezidir, bir sanayi kentidir, bir tarım kentidir, turizmin her çeşidine sahiptir. Bu kadar çok özelliği bünyesinde barındıran başka bir kent geliyor mu aklınıza? İşte bütün bunları geliştirmek, çağdaş bir düzeye çıkarmak EXPO vesilesiyle mümkün. Modern bir kent anlayışına kavuşmak da galiba ancak böyle mümkün olacak. Kent yenileme için İzmir’in EXPO’ya ihtiyacı var. Cumhuriyetimizin 100 üncü yılı için yapacağımız hamleleri EXPO 2020 sebebiyle öne çekmek de bu işin güzel taraflarından biri olabilir.
Denizle içi içe bir İzmir’e sahibiz. Denizin imkânlarını çok az kullanan deniz fakiri bir İzmir’den, ulaşımdan spora her alanda denizden maksimum faydalanan, deniz zengini bir İzmir’e geçiş EXPO sayesinde mümkün olabilir.
Hepimiz biliyoruz ki İzmir altyapı bakımından özlediğimiz durumda değil. Ancak ülkemizin ekonomik gelişme trendi bize bütün altyapı sorunlarını çözebileceğimize dair bir güvence veriyor. EXPO düzenlenecek kentler, bütün altyapı ve organizasyon sorunlarını aşmış kentler arasından değil, bu sorunları aşma potansiyele sahip kentler arasından seçilmektedir. Belki ikinci önemli nokta, ülkenin o zengin potansiyelini kullanabilip kullanamayacağına ilişkin karardır. Bu bakımdan Türkiye ve İzmir olarak ne kadar iyi durumda olduğumuz örnekleriyle ortadadır. Başta Üniversite Olimpiyat Oyunları olmak üzere son yıllarda yaptığımız uluslararası organizasyonlar ve ortaya çıkan tesisler, bu konuda hiçbir BIE delegesinde tereddüt yaratmayacaktır.
İzmir, EXPO 2020 için şansı şu an itibariyle en yüksek kent olarak gözükmektedir. EXPO’ya ikinci defa talip olmanın bir avantajı vardır. İzmir ve Ege, hem batı medeniyetlerinin kökenine, hem doğu medeniyetlerinin eserlerine kucak açmıştır. Böylesi bir özelliğe sahip hiçbir kentte şimdiye kadar EXPO düzenlenmemiş. O halde BIE yönetimi ve delegeleriyle konuşurken, diplomatlarımız, sivil toplum örgütlerimiz, İzmir sevdalıları ve EXPO 2020 gönüllüleri, üniversitelerimiz, bilim adamlarımız ve iş adamlarımız, konunun bu tarafını iyi kullanmak ve dillendirebilmek için gerekli bilgiyle donanmış olmak zorundadırlar. Üniversitelerimiz zaten işin üstünde ve her konuda her kuruma yardıma hazırlar. Elbette bu konuları uluslararası platformlarda ses getirir bir biçimde sunmak gerekiyor.
EXPO’ya ev sahipliği yapmak için daha nelere ihtiyacımız var? Gelin bunları üniversitelerimizle iş birliği yaparak bilimsel bir anlayışla ortaya koyalım. Yaptığımız işleri gelişigüzel değil belli bir sistematik içinde şuurla gerçekleştirelim. Sonunda “İzmir’in rakibi kendisi” dedirtecek davranışlardan uzak durmanın yolu bu olsa gerek.
Bir hususu asla gözden kaçırmamalıyız: Sonuç, 160’a yakın ülkenin oylarıyla belirlenecek. O halde hangi ülkenin hangi dil ve yöntemden anlayacağını bugünden tayin mecburiyetimiz vardır.
Son bir nokta: EXPO 2020 için İzmir’i seçmekle, Uluslararası Sergiler Bürosunun da itibar ve saygınlık kazanacağını her yolu kullanarak anlatmak gerekiyor. Böylece onların da övünmeye hakkı olur.