Ak Parti’nin kurucularından İzmir Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Tekelioğlu ile AK Parti’nin icraatlarını, İzmir’e bakışını ve 12 Haziran’da yapılacak seçimlerle ilgili beklentilerini konuştuk.
AKPartinin İzmir’deki hedeflerini anlatır mısınız?Biz AK Parti olarak yaptıklarımızı güzelce anlatmak ve sunmak zorundayız. İzmir’deki temel problemimiz kendimizi iyi anlatamamaktan geçiyor. Kendimizi iyi anlatabilmek için de öncelikle yaptıklarımızı ve bundan sonra yapacaklarımızı insanlara iyi anlatabilmemiz gerekiyor. Eğer insanları rasyonel düşünmeye davet edebilirsek ve bunu temin edebilirsek, inanıyoruz ki zaten herkes bu yapılanlara bakarak AK Parti’nin İzmir’de sadece İzmir’e hizmet amacıyla çalıştığını görmüş olacak. Burada rasyonel düşünmekten kastım şudur; şimdiye kadar yapılanlara baktığımız zaman rasyonel düşünen bir insanın ‘şunu yaptı, bunu yaptı’ şeklinde düşünerek İzmir’e hizmet edildiğini görmesidir. Ama İzmir’deki sıkıntımız, hala bizi bizde olmayan özellikler ile anmaları. Örneğin, laiklik karşıtlığı, kadın haklarını savunmama, insan haklarına rivayet etmeme gib bazı şeyler. Oysa yaptıklarımıza baktığımızda yaptıklarımızın içinde laikliği ihlal edecek, insanların yaşam biçimlerini etkileyecek hiçbir şey yok. Üstelik bu sadece İzmir’de değil tüm Türkiye’deki uygulamalarımızda da yaşam biçimine ilişkin onları kısıtlayacak hiç bir şey yoktur. Bunlara tek tek örnek vermek de mümkün. Mesela sorduğumuzda, bu konuda örnek vermelerini istediğimizde bir şey söyleyemiyorlar. Tek tek konuştuğumuzda en son söyledikleri şey ise şu, “ Siz böyle düşünüyorsunuz, size inanıyoruz ama partiniz böyle düşünmüyor” Bu da doğru değil. Bizim partimizde Genel Başkandan tutun bütün arkadaşlarımız parti ilkelerine uyar. Bunların hangisi sakıncalı? Bu konuda da net bir örnek veremiyorlar. Bizim bunları anlatmamız gerekiyor. İzmir’i nereden nereye getireceğimizi söylememiz lazım. Bu konuda elimizde çok argüman var. Hizmetler konusunda bakacak olursak, İzmir’in temel problemlerini Ak Parti iktidarında çözdüğümüz görülüyor. Bunların sıralayacak olursak, biz geldiğimizde İzmir’de ulaşım problemi vardı. Bu ulaşım probleminin en önemi ayağı da otoyol olarak gözüküyordu. İzmir’de liman problemi vardı be bu liman problemini çözmek için vargücümüzle uğraştık, limanı özelleştirdik. Ancak Türkiye’deki yargı sisteminin sakatlığı dolayısıyla bu iş uzadı. Yargıda sonuçlanmadığı için özelleştirmeye giren firmalar burayı devralamadılar. Bu arada kriz çıktı ve o insanlar gittiler başka yerlerde yatırım yaptılar. Dolayısıyla o konuda da Ak Parti üzerine düşeni yaptı. İzmir’de bir havaalanı problemi vardı, havaalanına çok modern bir terminal yapıldı. Yalnız yurtiçi değil, yurtdışı uçuşlar da İzmir’den olduğu için, İzmir’de herhangi bir ulaşım sorunu kalmamış oldu. Bir başka önemli konu, İzmir’de doğal gaz da yaygın değildi. Önce sanayi bölgeleri olmak üzere tüm İzmir ilçelerine doğalgaz imkanı sağlandı. Bir başka önemli sorun Beydağ Barajı ile ilgili gündemde idi. Bu baraj biz iktidara geldiğimizde %13 seviyesindeydi ve o zamanki temel anlayış bitmeye yakın olan tesislerin tamamlanması yönündeydi. Sayın Başbakanımız İzmir için bir istisna yaparak, bunun önemli bir husus olduğunu söyledi ve bu projenin bitmeye yakın değil başlangıcında olmasına rağmen projelerin değiştirilmesini sağlayarak elinden geleni yaptı ve baraj çok güzel bir şekilde su tuttu, bu sorun da çözülmüş oldu. İzmir Kalkınma Ajansı gibi çok önemli bir kuruluş da ilk kez İzmir’de kuruldu. İzka’nın İzmir’e katkısı inanılmaz boyutlarda ve bu kurum toplumun her kesiminin projelerini alıyor. İzmir’de Üniversiade gibi önemli bir iş de yapıldı. Tüm bunlar iktidarın İzmir’e bakış açısıyla alakalıdır. Şimdi de İzmir – İstanbul otoyolu ve İzmir’den Turgutlu’ya kadar olan bölgede demir yolu hattı, yük taşıma treni ki bu hattın inşaatı da tamamlandı. Yani şu an gidip görülebilir durumda. Aşağı yukarı tüm alt yapısı ve istimlakları tamamlandı ve ray döşenebilir hale geldi. Ben de 2-3 ay kadar önce gittim oraları gördüm. Dolayısıyla bunlar çok önemli şeyler. Bizim İzmir’e bakış açımız görüldüğü gibidir. Bundan sonra ilk hedefimiz öncelikle EXPO 2020 olmak üzere, daha İzmir için bir çok düşüncemiz var. Öncelikli hedeflerden biri de İzmir-İstanbul otoyolu açıldıktan sonra bu otoyolun bir parçası olarak gördüğümüz İnciraltı Çiğli arasına bir köprü, yer altı deniz altı geçişi gibi bir projeyi inşallah başlatacağız. Bundan Ulaştıma Bakanımıza da söz ettik ve inşallah bundan sonrası da iyi gidecek. Bizim önemli projelerimizden birisi de yargıya takıldı. Bu da, Çeşmenin turizm bölgesi ilan edilmesiyle ilgiliydi, yargıda bu planlarla ilgili bazı sorunlar yaşandı durduruldu, şu anda tekrar bu konu ile ilgili çalışmalar sürdürülüyor, inşallah bu konu da hallolacak. Bir başka konu da bildiğiniz gibi biz iktidara geldikten sonra İzmir’e 4- 5 tane daha üniversite açıldı. En son kurulan Katip Çelebi Üniversitesi. Bu konuda da Maliye Bakanımıza müteşekkiriz , bu üniversitenin kampus yani yerleşke sorunu da ortadan kalkmış oldu. Ama bizim bu üniversite için Koyundere’de düşündüğümüz başka bir kampus alanı var, bunu da birlikte değerlendireceğiz. Dolayısıyla eğitim için çok önemli işler yapılmış oldu. Biz geldikten sonra Gediz Üniversitesi de kuruldu, Şifa Üniversitesi kuruldu. Selçuk’a da 9 Eylül Üniversitesi bir meslekyüksek okulu açma kararı almıştı. Onun dışında da 7 yeni özel üniversite kuruldu. Bunlardan biri Türk Hava Kurumu Üniversitesi. Türk Hava Kurumu’nun Selçuk’da tesisleri var. Burda da bir fakülte bir meslekyüksekokulu açma kararı alındı. Türk Hava kurumu önümüzdeki yıl buraya uçak teknisyeni yetiştirmek üzere de bir bölüm açılacak. Dolayısıyla orada benim sayamadığım daha pek çok alan mevcut.
– Biz en önemli işi Türkiye’de demokrasi alanında yaptık. Demokrasiye çok büyük yatırım yaptık ve bu yatırımlar inşallah İzmir’de de etkisini gösterecektir.. Yargı alanında da önemli işler yapılmış oldu. Tüm bunlar Türkiye’nin önünü açacak önemli işlerdir
*Seçim sonuçlarına yönelik tahminleriniz nelerdir?
Şu anda İzmir’de iyi bir sonuç alacağımızı düşünüyorum. Biz artık İzmir’de en son referandumda aldığımız evet oylarını alt sınır kabul ediyoruz, o oyların daha üzerine çıkacağız. Bundan sonraki hedefimiz %37’nin üzerine çıkabilmek için çalışmak olacak.
*İzmir’de AK Parti’ye yönelik bir önyargı olduğundan söz ediliyor. Ak Parti’nin İzmir’de iktidar olamamasının tek sebebi bu olmamalı. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Elbette sorunu önce kendimizde aramak durumundayız. Mutlaka bizim de hatalarımız yanlışlarımız vardır. Az önce de söylediğim gibi demokrasiye yaptığımız yatırımlar, yargı gibi tüm hususlar bir arada yürüyor. Bu uygulamalar zaman isteyen şeylerdir. Dolayısıyla İzmir inşallah zamanla bazı şeylerin farkına varacaktır diye düşünüyorum. Bundan sonra her konuda daha dikkatli olacağız.
*Türkiye genelinde AK Parti’nin varacağı sonucu nasıl görüyorsunuz?
Şu an yapılan anketler bizim %50’ye yakın bir değerde olduğumuzu gösteriyor. Ben bundan sonraki süreci halkımızın çok daha iyi bir şekilde değerlendireceği inancındayım . Çünkü biz bundan sonra bir anayasa değişikliğini de gündeme getireceğiz. Modern bir devlet olabilmenin yolu elbette iyi bir anayasadan geçiyor. Bunun çok önemli bir etkisi var. Bunu mutlaka halkımıza çok iyi bir şekilde anlatmamız gerekiyor. Çünkü mevcut anayasa biraz teferruata boğulmuş durumda ve temeli 12 Eylül anayasası olduğu için bu anayasanın temelinde özgürlükçü bir bakış yok. Dolayısıyla bizim bunu mutlaka elden geçirerek özgürlükçü bakış çerçevesinde bir anayasaya çevirmemiz gerekiyor. Tüm bunlar da etkili olacaktır.
*Bir İzmir milletvekili olarak olan halkın yerel yönetimlerle ilgili ne tür tepkileriyle karşılaşıyorsunuz?
Özellikle metro konusu herkesin dilinde. Bir de İzmirli’lerin genelinde hükümete yönelik ‘İzmir için bir şey yapılmıyor’ şeklinde suçlayıcı tavırlarıyla karşılaşıyoruz. Oysa hükümet İzmir için gereken her şeyi yapıyor. Metro bakımından belediyede de hiçbir engel yok. Kamu İhale Kurumuyla ilgili olarak ve belediyece alınan kararların vali tarafından çok fazla mahkemeye götürüldüğüyle ilgili de bir sorun var. Biz bu konuda valimizle oturup konuştuk ve sayın vali, ‘Bir karar alınacağında bunu birlikte konuşarak, bizim açımızdan kritik noktalarının neler olduğunu birlikte söyleyebilirsek bu işbirliğiyle mahkemeye gitmesine de gerek kalmaz. Aksi takdirde tutulan raporlar karşısında benim bunları mahkemeye götürmemem bir suç teşkil eder.’şeklinde konuştu. Dolayısıyla bunlar eğer başlangıçta oturulup konuşulursa, mahkemeye de gerek kalmaz. Bu işbirliğini malesef belediye uzun süre yapmadı. Daha sonra yapmaya başladı ve nitekim o tür sıkıntılar azaldı hatta hemen hemen yok oldu diyebiliriz. Sadece hükümetin baskısıyla bazı şeyler mahkemeye intikal ediyor gibi bir durum söz konusu değil. Aynı durum Kamu İhale Kurumları ile olan ilişkilerde de öyle. Acaba niçin belediyenin 3 müteahhiti metro işini bırakıp gitti? Çünkü belediyenin teknik elemanlarında da yetersizlik var. İhale yapmayı bilmiyorlar. Nasıl çalışacaklarına ilişkin bir takım problemleri var. Bazı projeler daha hazır değilken ihaleler başlatılıyor. En önemli sorun ihalelerdeki yetersizliktir.
*Aziz Kocaoğlu’na soruşturma açılacağından ve bu nedenle de milletvekili adayı olacağından söz ediliyor. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?
Böyle bir şeyin olacağını zannetmiyorum. Tüm yerel yönetimler bir şekilde teftiş ediliyor. Ben o teftiş raporlarında da Aziz Kocaoğlu’nu milletvekili olmaya zorlayacak bir durumun sözkonusu olduğunu düşünmüyorum.