Makedonya-AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Kenan Hasipi beraberinde bir heyetle AB Uyum Komisyonu Başkanı Mehmet Tekelioğlu’nu ziyaret etti. AB Uyum Komisyonu toplantı salonunda sıcak bir yakınlıkla geçen görüşmeye Komisyon üyesi kimi milletvekilleri, danışman ve uzmanlar da katıldı.
Bu ziyaret için teşekkür ederek sözlerine başlayan Mehmet Tekelioğlu Makedonyayı kendi varlığımızdan ayrı görmediğimizi, Makedonyalıları asla bir yabancı gibi değil kardeş bildiğimizi, birlikte yapılacak çok güzel ve önemli işler olduğunu ifade etti. “İlişki tarzımızın ana ilkesini anlayış ve yardımlaşma oluşturmalıdır. Bu ilke bütün Balkanlarda yaygınlık kazanırsa barış hâkim olur, kökleşir. Balkanların da buna çok ihtiyacı var. Bu ziyaret dostluğumuzu ve kardeşliğimizi pekiştirecektir.”
Hasipi’nin konuşmasına Türk asıllı olduğunu söyleyerek Türkçe başlaması duygusal bir ortam oluşturdu. “Gösterdiğiniz misafirperverliğe teşekkür ediyorum. Sizin tarafınızdan kabul görmemiz çok önemli. AB ve NATO için bize verdiğiniz destek çok önemlidir. AB sürecinde edindiğiniz tecrübelerinizden yararlanmak isteriz. Bu süreci nasıl daha kolay aşacağımızı bize anlatın. Şu sıralar Türkiye’de Balkan Savaşlarının 100. Yılı anma etkinlikleri yapılıyor. Bu etkinliklerde barışa vurgu yapmanızı önemsiyoruz. Birlikte güzel şeyler başardığımızın, başaracağımızın heyecanı içindeyiz. İki ülke arasında yüksek düzeyde görüşmeler ileri aşamada. Umarım parlamentolar arası görüşmeler de daha ileri aşamalara ulaşır. Zaten son zamanlarda parlamenter diplomaside epey gelişme kaydedildi. Türkiye’nin özellikle Sayın Başbakan’ın ve Sayın Davutoğlu’nun desteğinden dolayı teşekkürlerimizi sunarız. AB sürecinde imzaladığımız protokol sayesinde ilişkilerimiz artacaktır. TC AB yolunda birçok reform gerçekleştirdi. Şu anda en büyük sorunumuz anayasal ismimizin kabul sorunudur. Bizi anayasal ismimizle tanıyarak ilkeli bir destek veren Türkiye’ye teşekkür ediyoruz.”
Tekrar söz alan Başkan Tekelioğlu; Balkanlarda barışın kökleşmesi için Makedonya’nın kuvvetlenmesi gerektiğine vurgu yaparak şöyle konuştu: “Öncelikle isim hususunda haklılığınızı teslim etmeli ve bunu dünyaya anlatmalıyız. Bunu başaracağımızdan eminim. Diğer yandan işbirliğini müşahhas hale getirerek fiiliyata dönüştürmek gerekir. Mesela ticareti geliştirmek gerekir. Ticari ilişkiler canlı, aktif, sıcak, hareketli ilişkiler sağlar. İlişkiler daha bir organik ve kültürel boyut kazanır. Sonuçta kardeşlik, dostluk daha da artar. Kendi payıma ben milletvekili olduğum İzmir’de işadamlarımızı teşvik ediyorum. Büyükelçiliklerimizi de teşvik ediyoruz. Makedonya’nın iyiliğini, huzurunu kendi iyiliğimizden, mutluluğumuzdan ayrı görmüyoruz. Sevinciniz sevincimizdir, üzüntünüz üzüntümüz. Münasebetlerimizin önceliği birlikte iş yapmaktır. Birlikte iş yapmak her iki tarafa da dinamik değerler kazandıracaktır.”
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun tam bir Balkan uzmanı olduğunu hatırlatan Mehmet Tekelioğlu konuşmasını şöyle bitirdi: “Yüksek düzeyli ilişkiler bundan sonra da devam edecek. AB tecrübelerimizi karşılıklı paylaşarak yardımlaşmamız elbette önemli. Eksiklerimizi, fazlalıklarımızı tespit etmek, hazırlıklarımızı tamamlamak için önemli. Son olarak vize muafiyeti konusunda verdiğiniz destek için teşekkür ediyorum. Bu sorun eninde sonunda aşılacak. Yani vizeler kalkacak bunu biliyoruz ve eminiz. Gidişat o yönde. Gelişen Türkiye’nin şartları, bize ilişkin algı ve tutumlarda köklü değişiklik yapacak bir hız ve içeriğe sahip. Çünkü Türkiye gelişiyor. Türkiye kendi dinamizmiyle gelişiyor. Avrupa’nın kriz yaşadığı bir zamanda Türkiye’nin neredeyse sorunsuz ilerlemesi, sahip olduğu dinamizmin yapısal ve özgün mahiyetini gösteriyor. Bizim onlara ihtiyacımızdan çok onların bize ihtiyacı artmaktadır. Avrupa Türkiye için bir imkândır. Ama en az bunun kadar geçerli başka bir doğru Türkiye’nin Avrupa için bir büyük imkân olduğudur. O nedenle vizeleri kaldırmaya mecbur kalacaklar. Eğer şimdiye kadar hem bu konularda hem de genel olarak ilişkilerde bir mola olduysa, bunu kimi siyasi mülahazalar engelledi. Özellikle kaprislere dayalı politik tutumlar, sahiplerini hayati önemde perspektiflerden uzaklaştırır. Şimdi hep beraber, daha fazla barış ve artan ilişkilerle daha mutlu bir geleceğe yönelme vaktidir.”