Milletvekili Richárd Hörcsik başkanlığında Macaristan Parlamentosu heyeti, AB Uyum Komisyonu Başkanı Mehmet Tekelioğlu’nu makamında ziyaret etti. Ziyaret liderliğini İzmir Milletvekili ve AB uyum Komisyonu Başkanı Mehmet Tekelioğlu’nun yaptığı Değişim ve Diyalog Projesi kapsamında yapıldı. Komisyon toplantı salonunda, dostane bir ortamda gerçekleşen görüşmeye komisyon üyesi milletvekilleri ve danışmanlar katıldı.
Bu ziyaretin Türkiye ve Macaristan’ın dostluğunun bir nişanesi olduğunu söyleyen Tekelioğlu, ziyaretten duyduğu memnuniyeti, “Bizim Macaristan’la ilişkimiz öbür ülkelerinkinden farklıdır. Bizim Macaristan’a karşı her zaman kalbimizde bir sıcaklık vardır.” dedikten sonra sözü misafirlere bıraktı.
Türkiye’yi ve TBMM’yi kastederek “Ben bu mekânda kendimi iki kez evimde gibi hissediyorum.” diye söze başlayan Macaristan heyeti Başkanı Dr. Richárd Hörcsik, konuşmasında, Parlamentolar arasındaki sıkı ilişkiyi önemli bulduklarını ifade etti: “Biz Türkiye’nin AB üyeliği için elimizden gelen desteği veriyoruz. En son Dublin’de yaptığımız Komisyon Başkanları toplantımızda, İrlanda’nın dönem başkanlığında genişleme hususunda tüm çabaların gösterilmesi gerektiğini ifade ettim. Bu bağlamda Türkiye’nin katılımının AB, özel olarak da Macaristan için çok önemli olduğunu, kararlı bir düşünce olarak ifade ediyoruz. Biz siyasiler olarak en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Sorunsuz dünya yok. Hem AB ile hem kendi içimizde bizim de bazı problemlerimiz var. Siyasi partilerimizin çeşitli konulara bakış açılarındaki ihtilaflar az değil. Ancak iktidar ve muhalefet partileri ile Türkiye’ye yakınlaşma, Türkiye ile canlı, etkili ilişkiler noktasında hepimiz hemfikiriz. Türkiye’ye bu kadar vazgeçilmez bir önem veriyoruz”
AB Uyum Komisyonu Başkanı Mehmet Tekelioğlu’nun, Macaristan’a karşı beslediğimiz sıcak hissiyatın, sadece kendisinin değil, Parlamentomuzun ve Türk milletinin ortak hissiyatı olduğuna vurgu yaparak başladığı konuşması, iki ülke ilişkilerinin daha yoğun, daha canlı olması ekseninde odaklandı. “Bu tarihin bizi mecbur ettiği bir ilişkidir. Bu bakımdan AB içinde ve AB dışında tüm ilişkilerimiz bizim için önemlidir. Bu ziyaretiniz bunun kanıtıdır. Geçen hafta da bizim delegasyonumuz Macaristan’da idiler. Sizin bu ziyaretiniz Değişim ve Diyalog projesi kapsamında olmaktadır. Değişim ve Diyalog projesi, Avrupa Birliği ülkeleri ile Türkiye’nin Parlamenterlerinin, karşılıklı ziyaretlerle birbirlerini ve ülkelerini daha doğru tanıyıp anlamalarını amaçlamaktadır. Bu projenin Macaristan açısından önemi, diğer ülkelerinkinden mesela Fransa ve Almanya’dan farklı önemi, dostluğumuzu pekiştirmesidir. Fransa ve Almanya programlarının amacı, ülkeler ve toplumlar arası gözlenen anlayış ve kavrayış farklarıyla oluşan aradaki mesafeyi kaldırmaktır.” AB ile sıkıntılarımızın temelde iki başlıkta ele alınabileceğini söyleyen Tekelioğlu bunları şöyle özetledi: “Birincisi, AB ile Türkiye’nin yaptığı anlaşmaya göre, müzakerenin amacı tam üyeliktir. Oysa Fransa’nın bazı fasılları bloke etmesi, tam üyelik müzakerelerini engellemektedir. Fransa anlaşmaya aykırı davranmaktadır. Diğer önemli mesele Kıbrıs Sorunudur. Biz Güney Kıbrıs’ın tek taraflı olarak Birliğe alınmasına karşı çıktık. Niçin? Çünkü orası sorunlu bir coğrafyadır. Üstelik bu konuda AB’nin bir prensibi vardı; AB komşularıyla sorunlu olan ülkeleri, sorunlarını çözmeksizin Birliğe almıyordu. Ama Kıbrıs konusunda ilkelerine uygun davranmadı. Yine de biz, problemin konuşulabileceğini, önemli olanın çözümden ve birlikte yaşamadan yana irade ortaya koymak olduğunu ifade ettik, ediyoruz. Çözüm sürecini hızlandırmak için izolasyonların kaldırılması gerektiğini söyledik.”
Sanki bütün fasıllar açılmış gibi, bu fasılların gereklerini yerine getirmeye çalıştıklarını ifade eden başkan Tekelioğlu sözlerini şöyle tamamladı: “AB’ye ihtiyacımızın olup olmadığı tartışılır ama AB standartlarına ihtiyacımızın olduğu tartışılmaz. Sayın Başkan, Dublin’deki konuşmanızı ben de dinledim. Özellikle teşekkür ediyorum. Üzerinde durmamız gereken en önemli noktalardan biri de Balkanlardaki işbirliği ve barışın kuvvetlendirilmesidir. Balkanlarda barış olmayınca Avrupa’da barışın olmayacağı bilinmelidir. Bunun en önemli itici dinamiği ise ticareti artırmaktır diye düşünüyoruz. Birlikte çalışmakla çok güzel başarılar elde edeceğimize inancımız tamdır.”